TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, İliç’e yapılan ziyaretin ardından bugün toplandı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Ündül, madenlerdeki kitle hareketlerinin habersiz gelmeyeceğini, İliç’teki maden ocağında da yeraltı radarları olduğunu belirterek, “Önlem alınabilecek kadar zaman tanır bize. Burada da jeoradar verileri var” dedi. İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Atilla Öztürk ise yığın liç yöntemiyle gerçekleştirilen madencilikte dünyada şimdiye kadar 2 kazanın meydana geldiğini, bunlardan birinin Kosta Rika’da diğerinin ise İliç’te yaşandığını aktardı.
Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı.
Uslu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, komisyonun kazanın meydana geldiği maden ocağını incelediğini, valilikte ve kaza yerinde çalışmalar hakkında bilgi aldıklarını belirtti. Uslu, 13 Şubat’taki kaza sonrası bölgede gerekli tedbirlerin alındığını ve arama çalışmalarında 4 kişinin cansız bedenine ulaşıldığını 5 kişiyi ise arama çalışmalarına devam edildiğini aktardı.
Uslu, “Komisyon olarak hedeflerimiz, İliç’te meydana gelen maden kazasındaki ihmal süreçlerini ortaya çıkarmak. Bundan sonra bu tür kazaların olmaması için yapılması gerekenler konusunda, atılması gereken adımlar konusunda bir çalışma yapmak. Önce insan, önce çevre, sonra güvenilir madencilik anlayışıyla sürdürülebilir ve güvenilir bir altın madenciliği. Güvenilir altın madenciliği politikası nasıl oluşturulur konusunda çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.
Uslu, komisyonun bundan sonraki süreçte ilk olarak başka bir altın madenini ziyaret edeceğini sonrasında da İliç’teki maden ocağını işleten firmayı dinleyeceğini belirtti.
“Siyanürün yerinde koyulacak bir malzeme yok”
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, kazanın ardından bölgeye gittiklerini belirterek, akademik olarak incelemeye başladıklarını söyledi. Kumral, kaza sonucunda 10 milyon ton civarında toprak kayması meydana geldiğini belirtti.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Atilla Öztürk de dünyada yılda 3 bin 500 ton civarında altın üretildiğini belirterek, Türkiye’nin dünya üretiminin binde 8’ini yaptığını ve kendi madenleriyle altın ihtiyaçlarını karşılayamadığını vurguladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özer ise dünyada altının yüzde 84 oranında siyanürle, yüzde 4’ünün flatosyon, yüzde 10’unun gravite yöntemi yüzde 2’sinin ise diğer yöntemlerle çıkarıldığını belirtti.
Türkiye’deki maden yataklarında da siyanürle altın çıkarmanın mümkün olduğunu anlatan Özer, “Teknik anlamda siyanürün yerinde koyulacak bir malzeme yok. Minimum riske sahip mineral bulma çalışmaları ise devam ediyor” dedi.
“Siyanür madencinin umursamadığı bir şey değil”
Siyanür çözüldükten sonra içinde altın kaldığını belirten Özer, “Maden yatırımcısının istemeyeceği tek şey siyanürün yerin altına karışması. Siyanür, madencinin umursamadığı, ‘yerin altına geçerse geçsin’ diyebileceği bir şey değil. Yerin altına geçerse altını da kaybetmiş olacak. Asıl para orada. Siyanürün içindeki altını almak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Siyanürü can Erzincan’ın tulum peyniri gibi anlatıyorsunuz””
Özer’in bu açıklaması üzerine CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Siyanürü can Erzincan’ın tulum peyniri gibi anlatıyorsunuz” diye tepki gösterdi.
Özer, bunun üzerine siyanürün doğru ortamda, doğru şartlarda kullanılmadığı zaman tehlikeli bir madde olduğunu belirtti.
Türkiye’de kullanılan siyanürün yüzde 1,5’inin madencilikte kullanıldığını belirten Özer, “Keşke kimyasal hiç kullanılmasa. Suda çözünme yapılsa, siyanür hiç kullanılmasa” ifadesini kullandı.
“Mühendislerin tecrübelerine bakmak gerekiyor”
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yolcubal da İliç’te yer altı suyuyla kayan toprağın bağlantısının kesilmesi gerektiğini belirterek, Devlet Su İşlerinin bu konuda çalışma yaptığını söyledi.
İliç’te 5 milyon 900 bin metreküp malzeme kaydı
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Atilla Öztürk de İliç’teki maden kazasında toplam 5 milyon 900 bin metreküp malzemenin kaydığını belirtti.
Öztürk, yığının suya doygun seviyeye geldiğini ve bu nedenle toprak kaymasının meydana geldiğini vurgulayarak, “Daha önce vana kapatılsaydı, 48 saat, 24 saat önce vana kapatılsaydı yine heyelan meydana gelirdi ama 9 kişi ölmezdi” diye konuştu.
Öztürk, yığın liç yöntemiyle gerçekleştirilen madencilikte dünyada şimdiye kadar 2 kazanın meydana geldiğini, bunlardan birinin Kosta Rika’da diğerinin ise İliç’te yaşandığını aktardı.
Madenlerde görevlendirilen mühendislerin yeterliliğine bakılmadığını savunan Öztürk, “Mühendislerin tecrübe ve iş bitirmesine bakmak gerekiyor.” ifadesini kullandı.
Öztürk, yığın liç sahalarına ilişkin bir eksiklik gördüklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
“Yönetmelikte her şey açık olabilir ama uygulamada net olmayabilir. Bunları denetleyecek yetkili, etkili bir kurum söz konusu değil. Buraya giren şeyle çıkan şey arasındaki proses denetime tabi değil. Denetim mekanizmasında, bizim anladığımız kadarıyla, 2-3 aydır bu sürece bakıyoruz, neresinde eksiklik vardır diye anlamaya çalışıyoruz. Denetim mekanizmasının arasından kaçıyor burası, yığın liç sahasının jeoteknik koşullarını denetleyecek bir mekanizma biz göremedik.”
“Hiçbir kitle hareketi habersiz gelmez”
İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Ündül de “Hiçbir kitle hareketi habersiz gelmez. Orayı dikkatli bir şekilde incelerseniz, kısa vadede ya da uzun vadede önlem alınabilecek kadar zaman tanır bize. Burada da jeoradar verileri var.” şeklinde konuştu.